Türkiye nüfusunun neredeyse yarısı her gün bir çay içeceğinin tadını çıkarıyor. En yaygın kafeinli çay türleri siyah, yeşil ve oolong'dur ve her türün popülaritesi coğrafi olarak değişir. Türkiye’de siyah çay tüketimi diğer iki çay türünden çok daha fazladır. Buna karşılık, Asya'da yeşil çay daha yaygın bir türdür; Güney Çin'de oolong çayı listelerin başında gelir.
Siyah, yeşil ve oolong çayları aynı bitkiden yapılır. Bu çayların her birinin benzersiz lezzet profilleri, Camellia sinensis bitkisinin yapraklarının işlenme biçimindeki farklılıklardan kaynaklanır. Ancak bitki çayları aynı bitkiden yapılmaz. Bu çaylar, çeşitli bitkilerin kökleri, yaprakları, çiçekleri ve diğer bileşenlerinin ürünleridir. Papatya ve nane iki popüler bitki çayıdır. Papatya bitkinin çiçeklerinden yapılır ve nane çayı bir nane bitkisinin yapraklarından üretilir.
Yaprak mı, torbalı mı?
Düzenli olarak çay içiyorsanız, dökme çay mı yoksa poşet çay mı kullanacağınız konusunda kararsız kalmış olabilirsiniz. Çay poşetleri önceden porsiyonlanmış olma kolaylığı sunsa ve çok az temizlik gerektirse de, bazı çay tutkunları dökme çayın daha güçlü bir tat sunduğuna ve birden fazla fincana izin verdiğine inanıyor. Şu anda bir demleme yönteminin diğerine göre besinsel avantajlar sağladığını öne süren bir araştırma eksikliği var.
Çaydaki Kafein ve Besinler
Siyah, yeşil ve oolong çayların hepsi kafein içerir. Siyah çay, yeşil çaydan daha fazla kafein içerir. Ancak, kafein içeriği demleme süreciyle ilgilidir. Çay ne kadar uzun süre demlenirse, kafein içeriği o kadar fazla olur.
Kafeinli çaylar genellikle kahveden daha az kafein içerir:
- 240 ml'lik bir fincan kahve yaklaşık 95 miligram kafein içeriyor.
- Aynı miktardaki siyah çayda ise yaklaşık 48 miligram bulunmaktadır.
- Bir fincan yeşil çayda sadece 29 miligram kadar kafein bulunur.
- Bir fincan Oolong yaklaşık 38 miligram kafein içerir.
- Kafeinsiz siyah, yeşil ve oolong çayları çok az miktarda kafein içerir.
- Birçok bitki çayı kafeinsizdir.
Hem kafeinli hem de bitkisel çaylar potasyum, fosfor, magnezyum, sodyum, bakır ve çinko gibi çok az miktarda mineral sağlayabilir. Gerçek miktar, çay bitkisinin yaşına ve büyüme koşullarına bağlı olarak değişir. Örneğin, papatya gibi bir fincan bitkisel çayda yalnızca yaklaşık 5 miligram kalsiyum vardır. Çay da bir florür kaynağıdır, ancak miktar, onu yapmak için kullanılan türe ve su miktarına bağlı olarak değişebilir.
Çayın İddia Edilen Sağlık Faydaları
Polifenol adı verilen doğal maddeler hem kafeinli hem de bitkisel çaylarda bulunur. Bu maddeler antioksidanlardır, bazı kronik hastalık riskini azaltmaya yardımcı olabilecek bileşiklerdir.
İşleme sırasında çaydaki bazı polifenoller yok olur. Bu nedenle çay tozları, kafeinsiz çaylar ve şişelenmiş çay içecekleri aynı sağlık yararlarını sunmayabilir. Ayrıca, araştırmalar yeşil çayların diğer birçok çeşide kıyasla daha fazla antioksidan içerdiğini göstermektedir.
Kilo Yönetimi
Çay içmek ve kilo kaybı üzerine yapılan araştırmalar çelişkilidir. Bazı çalışmalar çaydaki kafein ve bir polifenol türü olan kateşinlerin kilo kaybını destekleyebileceğini öne sürmektedir. Kafeinsiz yeşil çaylar aynı sonuçları üretmemektedir. Fiziksel aktivite gibi diğer yaşam tarzı faktörleri de rol oynamış olabilir. Ayrıca, kilo kaybı için reklamı yapılan çok çeşitli bitkisel çay ürünlerini destekleyecek araştırmaların eksik olması ve bunların içeriklerine bağlı olarak zararlı olabilmesi de dikkat çekicidir.
Kalp Sağlığı
Çay içenler kalplerini sağlıklı tutmaya yardımcı olabilir. Bazı araştırmalar, düzenli olarak yeşil çay içen kişilerde kalp hastalığı riskinin azaldığını, bazı çalışmalarda ise düşük yoğunluklu lipoproteinlerde (LDL) veya "kötü" kolesterol seviyelerinde küçük düşüşler olduğunu göstermiştir.
Diyabet
Diyabet ile ilgili araştırmalar daha az nettir. Araştırmacılar, nane ve papatya bitki çaylarının diyabetin önlenmesinde bir rol oynayıp oynayamayacağını değerlendiriyorlar. Özellikle bazı sonuçların içecek yerine takviye formunda çay içerdiği göz önüne alındığında, çayın miktarı ve türü hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Kanser
Çayın kanserle savaşan bir içecek olduğu hakkında internette çok fazla bilgi olmasına rağmen, araştırmalar çay tüketmenin kanser riskini azaltmaya yardımcı olduğunu kanıtlamamıştır. Bazı çalışmalar çay içenlerin belirli kanser türlerine yakalanma riskinin daha düşük olduğunu öne sürmektedir, ancak diğer çalışmalar bu bulguları desteklememektedir. Şu anda çay içmenin kanser riskinizi azaltıp azaltamayacağı bilinmemektedir.
İyi Bir Şeyin Fazlası: Çayın Sağlık Riskleri
Çay tüketmenin birçok iyi yanı olsa da, aşırıya kaçmak sağlığınızı riske atabilir.
Bir risk de kafein aşırı yüklenmesidir. Büyük miktarda kafein sinirliliğe, huzursuzluğa yol açabilir ve uykunuzu bozabilir. Bazı kişilerde gevşek dışkı ve diğer gastrointestinal sorunlar görülebilir. Mide bulantısı, karın ağrısı, mide ekşimesi, baş dönmesi ve kas ağrısı da çok fazla kafein tüketmenin diğer olası yan etkileridir. Ayrıca çay bazı ilaçlarla etkileşime girebilir ve vücuttaki kafein etkilerini artırabilir