Atkin, Amerikalı bir hekim. Şişmanları zayıflatmak için geliştirdiği diyete  ‘Atkin Diyeti’  denir. Atkin’in geliştirdiği diyetin genel özelliği; çok az karbonhidrat, yüksek protein ve yağ içermesidir. Günlük 2000 kalorilik enerji içerir ve bunun %70’i yağdan gelmektedir. Bu da günlük 155 g yağ, 125 g protein, 25 g karbonhidrat alımına tekabül eder. Böyle bir diyette, ekmek diğer tahıl ürünleriyle baklagiller, şeker ve tatlılar, meyveler ve meyveden yapılan ürünler yer almaz. Diyet ete dayalıdır. 2000 kalorilik diyette 500 g civarında yağlı et, 2-3 yumurta, biraz patates dışında sebze yer alır.

Bu bir nevi avcı toplumların diyetine benzemektedir. Yağ ve proteini çok içerdiğinden doygunluk hissi verir, bireyin yeme isteğini azaltır.

Yağlı besinlerin serbest olarak tüketildiği tek popüler zayıflama diyetidir. Haftada yaklaşık olarak 2 kilo verdirmeyi hedefleyen bu diyet, özellikle aşırı kilolu olanların tercih ettiği diyet çeşitleri arasında yer almaktadır.

Proteinli ürünlerin fazla tüketilmesi nedeni ile kişide tokluk hissi uyandırmakta ve iştahı kapatmaktadır. Bu diyeti uygularken su tüketimine dikkat etmek gerekir. Çünkü kilo verdirirken aynı zamanda vücudun su kaybetmesine neden olmaktadır.

Bu diyet beslenme ve sağlık alanında çalışan bilim insanları tarafından eleştirilmiştir. Eleştirilerin dayanağı çok yağ alımının günümüzün önemli sağlık sorunlarından olan kalp-damar ve kanser riskini artırma olasılığıdır. Çok aşırı kolesterol alımı kan kolesterolünü yükseltir ve damarda kolesterollü birikintinin artarak damar sertliğinin oluşmasına neden olabilir.

Besin öğeleri içinde kanserle en çok ilintili olanın yağ olduğu çeşitli araştırmalarla belirlenmiştir. Yağ dokusunda kanser yapıcı zararlı kimyasallar biriktiğinden yağ alımı arttıkça kanser yapıcıların alımı da artmaktadır.   Özellikle yağlı etin yüksek sıcaklıkta pişirilmesiyle ayrıca kanser yapıcılar oluşmaktadır. Diyette meyvelerin sınırlı olması zararlı kimyasalları etkisizleştiren antioksidanların alımını da azaltmaktadır.

Buna ek olarak karbonhidrat alımının çok az olması metabolizma sonucu keton cisimlerinin oluşumunu arttırır. Bunun sonucu bedenin sıvı dengesi bozulur. Ürik asit oluşumu artar. Bedenin düzenli çalışması için gerekli olan bazı mineraller yeterince alınamaz. Bunların başında kalsiyum, magnezyum ve potasyum gelir. Bunlar kan basıncının düzenlenmesi için gereklidir. Kalsiyum kemik sağlığı için elzemdir. Diyeti ete bağlı insanlarda kemik erimesi-osteoporozis riski artar. Magnezyum yetersizliğinde kalp ritmi bozulur. Gut hastalığı riski artar.

Aşırı protein alımı da sağlık için zararlıdır. Proteinlerdeki azot grubu karaciğerde üreye dönüştürülür. Oluşan üre böbreklerden idrarla dışarı atılır. Aşırı protein alımında bu süreçlerin gerçekleşmesi için karaciğer ve böbrekler aşırı çalışır. Gereksinmenin 1,5 katından fazla protein alımı uzun dönemde bu organlarda bozukluk oluşturabilir.

Zayıflama amacıyla hazırlanmış diyette protein biraz arttırılırken yağ normal düzeyde tutulur. Basit şekerler, şekerli içecekler, hamur işleri azaltılarak, tam tahıl unundan yapılan ekmek, bulgur, kuru baklagiller, yağı azaltılmış süt ve ürünleriyle, sebzeler arttırılmalıdır.